RİNOPLASTİ FELSEFEM.

RİNOPLASTİ FELSEFEM.


Bütüncül
Yaklaşım


Minimalist
Yaklaşım

İnsan zihni, yüzü algılarken parçalarına ayrıştırarak değil, bütünlük içinde algılamaya meyillidir. Yani tek başına burnuzun, gözlerinizin veya dudaklarınızın güzel olması yüzünüzün güzel olarak algılanması için yeterli olmayacaktır. Burada yüz kompozisyonunu oluşturan ünitelerin uyumu esastır. Dolayısıyla rinoplasti sonrası burun şekliniz ne kadar güzel olursa olsun, yüz yapınız ile uyumlu değil ise yüzünüz parçalı ve düzensiz olarak algılanacaktır. Örneğin geniş bir yüzde gereğinden fazla küçültülmüş bir burun kesinlikle güzel bir sonuç vermeyecektir.

Burun yapısının yüze uyumu kadar önemli bir diğer nokta ise burnun kendi içinde uyumudur. Yani burnun alt ve üst kısımları şekil ve ebat bakımından birbirleri ile uyumlu  olmalıdır. Örneğin kalın derili hastalarda teknik olarak burun ucuna çok fazla küçültme yapmak mümkün olmadığından üst kısımlarda yapılacak inceltme işlemleri mutlaka kararında yapılmalı. Benzer şekilde yan profilde burun ucu uzunluğu fazla olan hastalarda kemer törpülemesi kontrollü bir şekilde yapılmalıdır. Aksi taktide geçişler oldukça sert ve üniteler birbiri ile uyumsuz olacaktır.   

Rinoplasti ameliyatlarında minimalist yaklaşım burunda en yalın, en sade ve en doğal sonucu almak adına abartılı işlemlerden kaçınmayı benimser. Dolayısıyla abartılı kavisler, aşırı kalkık burun uçları ve sıkılıp bırakılmış gibi inceltilmiş burunlar kesinlikle bir amaç değildir. 

Minimalist yaklaşım kesinlikle cerrahi olarak daha az işlem anlamına gelmez. Örneğin burun ucuna doğal bir görüntü vermek adına sadece burun ucu kıkırdaklarına 6’dan fazla şekil verici manevra yapılmakta ve bu amaçla minimum 12 adet dikiş atılmakta.