Rinoplasti ameliyatı olmaya karar verdiniz ve araştırmalarınız sonucunda tercihinizi, kalkık burun yapmadığına ikna olduğunuz bir doktordan yöne kullandınız. Bununla yetinmediniz ameliyattan önceki görüşmede üstüne basa basa kalkık burun istemediğinizi vurguladınız. Ameliyattan çıktınız ve alçının altından bir baktınız ki burun oldukça kalkık! Eyvah!
Peki bu durum böyle mi kalacak? Gelin bu konuyu birazcık detaylıca konuşalım Bu yazımda öncelikle şunu söyleyeyim lütfen endişe etmeyin. Genellikle alçının altında gördüğünüz o burun ucu açılanması genellikle geçici bir ara formdur. Burun ucunun size kalkıp gelmesinin kabaca üç tane nedeni vardır. Bunları detaylı bir şekilde anlatmak istiyorum.
Bunlardan ilki ve en önemlisi sizin cilt ve kıkırdak yapınıza göre bizim ameliyat esnasında öngördüğümüz düşme payıdır. Çünkü her burun uzun vadede mutlaka bir miktar açılanma kaybına maruz kalır. Şöyle örnek verebilirim, bazı cerrahlar “Benim yaptığım teknikte burun ucu kesinlikle düşmez aynı kalır” derler. Kişisel olarak bu durumu pek desteklemiyorum çünkü mutlaka her durumda bir miktar burun ucunuzda düşme olur. Cerrahınız uyguladığı teknikle, en iyi ihtimalle kıkırdağınızdaki düşmeyi engeller ama hiçbir zaman o derinin üzerindeki adaptasyonu kontrol altına alamaz. Evet, kıkırdağınız planlandığı açıda kalabilir ama o deri üzerine adapte olmazsa birazcık arada bir boşluk kalır ve o da zaten bir düşme payı oluşturur. Dolayısıyla mutlaka her ameliyatta bir miktar düşme payı vardır.
Ben ameliyatlarımı, deri kalınlığına, kıkırdak zayıflığına ve kıkırdak kuvvetine bakarak öngördüğüm düşme payını mutlaka hesaba katarak tamamlıyorum. Bu düşme payıda genellikle bir veya iki derecedir. Böyle 5 derece 10 derece gibi majör kaldırma işleri değil benim bahsettiğim bir veya iki derece. Çünkü özellikle ameliyattan sonra mutlaka o bağların biraz gevşemesi ile ödemin geçmesiyle bir iki derecelik düşme oluyor ve tam istediğimiz pozisyona geliyor.
Erken dönemde yine burnunuzun size çok kalkık gelmesinin ikinci önemli sebebi benim ameliyat esnasında uyguladığım kıyaslama tekniğidir. Ameliyatınız bittikten sonra burun ateli koymadan önce özel bir biçimde burnunuzu bantlıyoruz. Önce burun sırtınızı ve burun kanatlarınızı bantlıyoruz. Bazen göz altlarınıza kadar uzatıyoruz o bantlar. Hepsi bittikten sonra bir tane uzunlamasına bir bantla destekliyoruz burun ucunuzu ve daha kompakt bir iyileşme sağlamaya çalışıyoruz. Ameliyattan sonra burun ucunuzun şişmesi ile burnunuz o banta yaslanarak zaten kendini mutlaka bir miktar arkaya atacaktır. Yani o bantları biz kaldırdıktan sonra zaten yine aynı şekilde bir miktar düşme olacaktır.
Son olarak da algısal bir yanılmadan dolayı burnunuz size kalkık gelebilir. Ameliyattan çıkıyorsunuz ve bantlar çıktıktan sonra bir bakıyorsunuz burnunuza kalkık görünüyor ama burun sırtınızı görmüyorsunuz. Bilinç altınızda şu an sadece gördüğünüz, burun ucuyla hafızanızdaki eski burnunuzun sırtını birleştirmeye çalışıyorsunuz. Halbuki artık yepyeni bir burun formunuz var ve bu açılanma aslında bu yeni forma göre yapılmış. Ama siz ne yapıyorsunuz? Bilinç altınızda bu görebildiğiniz kısmı, yani burun ucunu alıp beyninizin bir köşesine koyuyorsunuz ve onu eski burnunuzla veya eski kemerli burnunuzla birleştirmeye çalışıyorsunuz. Tabii ki bir uyumsuzluk olacak ve size böyle çok kalkık gelecek. Hiç endişe etmeyin bunu tek çözümü zamandır. Zaten alçınız çıkıp özellikle birkaç günede ödem geçtikten sonra o bizim sizi çıkardığımız burun ucu açılanmasının bu burun sırtına çok daha uyumlu olduğunu göreceksiniz.
Sonuç olarak şuna vurgu yapmak istiyorum bu yazımda. Aslında cerrahınız burun ameliyatlarında belli bir tecrübeye sahipse, kaza ile ara veya istemeyerek kalkık burun ile çıkaramaz sizi. Çünkü bir burun ucunu kaldırmak için ekstra ekstra manevralar yapmak lazım ve bu manevraların çoğu çok sofistike ve çok ince ayarlar gerektiren manevralardır. Genellikle cerrahınız sizi ameliyattan belli bir açılma ile çıkarıyorsa ve belli bir tecrübeye sahipse mutlaka kafasında bir plan vardır. Bu açıyı kaza sonucu veya yanlışlıkla değil tamamen bir plan dahilinde yapmıştır.
Dolayısıyla lütfen “Eyvah benim burnum çok mu kalkık!” böyle mi kalacak demek için mutlaka kendinize bir zaman tanıdığınıza emin olun.